CANKURTARAN ŞÖVALYELERİ İSTANBUL DENİZLERİNDE

CANKURTARAN ŞÖVALYELERİ İSTANBUL DENİZLERİNDE

Yazar:Safter Kormaz

Yayınevi:Günışığı Kitaplığı Yayınevi

Özet

Safter Kormaz:1972 yılında Afyon’da ve çocukluğu anadolu’nun değişik köşelerinde geçen Safter Korkmaz, İstanbul üniversitesi Elektronik Mühendisliği bölümü’nden mezun oldu.Öğrencilik yıllarından başlayarak dört yıl boyunca, editörlüğünü de yaptığı haftalık bir dergi çıkardı.Değişik işlerde çalıştı, grafikler yaptı.Şimdilerde grafik web tasarımlarıyla uğraşan Korkmaz, eşi Suzan Geridönmez’le birlikte İstanbul’da yaşıyor.’’Cankurtaran Şövalyeleri İstanbul Dehlizlerinde ’’ onun yayımlanan ilk kitabıdır.

Bazı Önemli Kahramanlar ve Tanıtımı:

Uğur:Uğur mütevazı bir çocuktu.Anne ve babasının bir dediğini iki etmezdi.Onun babası demiryollarında görevli bir adamdı.Onun ilginç hayatında sürekli dolaşmak vardı. Ve o mecburiyetten dünyayı Türkiye’yi dolaşıyordu.Çünkü babasının sürekli tayini çıkıyordu.O ve annesi de babası ile birlikte yeni tayin yerine gidiyordu.Henüz onbir yaşını yeni doldurmuş olmasına rağmen, Van, Konya, Eskişehir ve şimdi de İstanbul’da idi.Mecburen gittiği son tayin olan stanbul’da yeni bir tren garının çok yakınındaki bir lojmana taşındılar.Orada iyi futbol oynamasından dolayı birçok arkadaş edindi ve onlarla türlü maceralara atıldı.

Servet Bey:Servet Bey’in bir oğlu ve bir de karısı vardı.O bir demiryolu görevlisiydi.O oniki yılda dört kere tayini çıkmıştı.Hepsine karısı Cemile Hanım  ve oğlu Uğur ile giderdi.Oğlu Uğur son tayine taşınırken hep şikayet ederdi.Babası da ona hep şöyle derdi:’Görev... önce gelir.Nerede ihtiyaç varsa, orada çalışmak gerek.’...

Deli Selim:Mahalledeki her çocuk Deli Selim’den korkardı.Çünkü onun hakkında bazı suçlamalar vardı.Onun 2 yada 3 çocuk kaçırdığı düşünülüyordu.Tamer ondan o kadar ürkerdi ki ondan Cankurtaran Canavarı diye bahsederdi.Ama aslında iyi biriydi.Çocuklar bir gün İstanbul dehlizlerinde hazineyi bulmuşken kaçakçılar onları yakalayıp hazineyi almaya çalışıyorlardı.O sırada Deli Selim gelip onları kurtarmıştı.O günden sonra ona Deli Selim demeyi bıraktılar.O çocukluğundan beri İstanbul dehlizlerini, gizli bölme hariç heryerini bilirdi.

Madam Eleni:O yaşlı bir rumdu.İstanbul’da kalan çok az, yani sayılı rumlardandı.Mahalledeki çocuklar ondan çok korkarlardı.Çünkü o kadın o kadar yaşlı idi ki hiç dışarı çıkmazdı, kimseyle konuşmazdı.Ama aslında ona doktorları söylemişti dışarı çıkmamasını.Çünkü onun kemiklerinde çok büyük arızalar vardı.Yani dışarıdayken en ufak bir kaza bile onun küle dönüşmesini sağlayabilirdi.Aslında çok iyi bir kadındı.Ama hastalığından dolayı insanlar onu kayırıyordu.

Selma:Selma Orhan’ın ikiz kardeşiydi.Selma en az 7 senedir kardeşinin olduğu kulübe girmeye çalışıyordu.Ama onlar da

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder