Ayasofya
Mimarisi, ihtişamı, büyüklüğü ve işlevselliği yönünden ilk ve son ünik
uygulama olarak görülen Ayasofya, Osmanlı Cami’lerine fikir bazında da olsa esin
kaynağı olmuş, doğu-batı sentezinin bir ürünüdür. Bu eser dünya mimarlık tarihinin
günümüze kadar ayakta kalmış en önemli anıtları arasında yer almaktadır. Bu nedenle,
Ayasofya, tarihi geçmişinin yanı sıra, mimarisi, mozaikleri ve Türk çağı yapıları ile
yüzyıllar boyunca tüm insanlığın ilgisini çekmiştir.
uygulama olarak görülen Ayasofya, Osmanlı Cami’lerine fikir bazında da olsa esin
kaynağı olmuş, doğu-batı sentezinin bir ürünüdür. Bu eser dünya mimarlık tarihinin
günümüze kadar ayakta kalmış en önemli anıtları arasında yer almaktadır. Bu nedenle,
Ayasofya, tarihi geçmişinin yanı sıra, mimarisi, mozaikleri ve Türk çağı yapıları ile
yüzyıllar boyunca tüm insanlığın ilgisini çekmiştir.
Ayasofya 916 yıl kilise, 481 yıl cami olmuş, 1935`ten bu yana müze olarak
tarihi işlevini sürdürmektedir.
tarihi işlevini sürdürmektedir.
Bizans İmparatoru I. Jüstinyen tarafından M.S. 532 - 537 yılları arasında
İstanbul'un tarihi yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş bazilika planlı
bir patrik katedrali olup, 1453 yılında İstanbul'un Türkler tarafından fethedilmesiyle
Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülmüştür ve günümüzde müze olarak
hizmet vermektedir. Ayasofya, mimari bakımdan, bazilika planı ile merkezî planı
birleştiren, kubbeli bazilika tipinde bir yapı olup kubbe geçişi ve taşıyıcı sistem
özellikleriyle mimarlık tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak ele alınır.
İstanbul'un tarihi yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş bazilika planlı
bir patrik katedrali olup, 1453 yılında İstanbul'un Türkler tarafından fethedilmesiyle
Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülmüştür ve günümüzde müze olarak
hizmet vermektedir. Ayasofya, mimari bakımdan, bazilika planı ile merkezî planı
birleştiren, kubbeli bazilika tipinde bir yapı olup kubbe geçişi ve taşıyıcı sistem
özellikleriyle mimarlık tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak ele alınır.
Binanın adındaki “sofya” sözcüğü herhangi bir kimsenin adı olmayıp, eski
Yunanca’da “bilgelik” anlamındaki sophos sözcüğünden gelir. Dolayısıyla “aya
sofya” adı “kutsal bilgelik” ya da "ilahî bilgelik” anlamına gelmekte olup,
Ortodoksluk dininde Tanrı'nın üç niteliğinden biri sayılır. 6. yüzyılın ünlü
mimarlarından Miletos'lu (Milet) İsidoros ve Tralles'li (Aydın) Anthemios'un
yönettiği Ayasofya’nın inşaatinde yaklaşık 10.000 işçinin çalıştığı ve Jüstinyen'in bu
iş için büyük bir servet harcadığı belirtilir.Bu çok eski binanın bir özelliği yapımında
kullanılan bazı sütun, kapı ve taşların binadan daha eski yapı ve tapınaklardan
getirilmiş olmasıdır. Bizans döneminde Konstantinopolis Patriği'nin patrik kilisesi ve
Doğu Ortodoks Kilisesi’nin merkezi olmuş bulunan Ayasofya, doğal olarak vaktiyle
büyük bir “kutsal emanetler” koleksiyonunu içermekteydi.
Yunanca’da “bilgelik” anlamındaki sophos sözcüğünden gelir. Dolayısıyla “aya
sofya” adı “kutsal bilgelik” ya da "ilahî bilgelik” anlamına gelmekte olup,
Ortodoksluk dininde Tanrı'nın üç niteliğinden biri sayılır. 6. yüzyılın ünlü
mimarlarından Miletos'lu (Milet) İsidoros ve Tralles'li (Aydın) Anthemios'un
yönettiği Ayasofya’nın inşaatinde yaklaşık 10.000 işçinin çalıştığı ve Jüstinyen'in bu
iş için büyük bir servet harcadığı belirtilir.Bu çok eski binanın bir özelliği yapımında
kullanılan bazı sütun, kapı ve taşların binadan daha eski yapı ve tapınaklardan
getirilmiş olmasıdır. Bizans döneminde Konstantinopolis Patriği'nin patrik kilisesi ve
Doğu Ortodoks Kilisesi’nin merkezi olmuş bulunan Ayasofya, doğal olarak vaktiyle
büyük bir “kutsal emanetler” koleksiyonunu içermekteydi.
1453’de kilise camiye dönüştürüldükten sonra Osmanlı sultanı Fatih Sultan
Mehmet’in gösterdiği büyük hoşgorüyle mozayiklerinden insan figürleri içerenler
tahrip edilmemiş (içermeyenler ise olduğu gibi bırakılmıştır), yalnızca ince bir
sıvayla kaplanmış ve yüzyıllarca sıva altında kalan mozayikler bu sayede doğal ve
yapay tahribattan kurtulabilmiştir. Cami müzeye dönüştürülürken sıvaların bir kısmı
çıkarılmış ve mozayikler yine gün ışığına çıkarılmıştır. Kısaca günümüzde tüm dünya
insanları bu mozayikleri görmelerini iki kişiye borçludur: Biri, sanatı seven ve diğer
dinlere saygı gösteren Osmanlı sultanı Fatih Sultan Mehmet, diğeri caminin müzeye
çevrilmesine ve mozayiklerin tekrar gün ışığına çıkarılmasına karar veren Mustafa
Kemal Atatürk'tür. Günümüzde görülen Ayasofya binası aslında aynı yere üçüncü
kez inşa edilen kilise olduğundan Üçüncü Ayasofya olarak da bilinir. İlk iki kilise
isyanlar sırasında yıkılmıştır. Döneminin en geniş kubbesi olan Ayasofya’nın merkezî
Mehmet’in gösterdiği büyük hoşgorüyle mozayiklerinden insan figürleri içerenler
tahrip edilmemiş (içermeyenler ise olduğu gibi bırakılmıştır), yalnızca ince bir
sıvayla kaplanmış ve yüzyıllarca sıva altında kalan mozayikler bu sayede doğal ve
yapay tahribattan kurtulabilmiştir. Cami müzeye dönüştürülürken sıvaların bir kısmı
çıkarılmış ve mozayikler yine gün ışığına çıkarılmıştır. Kısaca günümüzde tüm dünya
insanları bu mozayikleri görmelerini iki kişiye borçludur: Biri, sanatı seven ve diğer
dinlere saygı gösteren Osmanlı sultanı Fatih Sultan Mehmet, diğeri caminin müzeye
çevrilmesine ve mozayiklerin tekrar gün ışığına çıkarılmasına karar veren Mustafa
Kemal Atatürk'tür. Günümüzde görülen Ayasofya binası aslında aynı yere üçüncü
kez inşa edilen kilise olduğundan Üçüncü Ayasofya olarak da bilinir. İlk iki kilise
isyanlar sırasında yıkılmıştır. Döneminin en geniş kubbesi olan Ayasofya’nın merkezî
kubbesi, Bizans döneminde birçok kez çökmüş, Mimar Sinan’ın binaya istinat
duvarlarını eklemesinden itibaren hiç çökmemiştir.
duvarlarını eklemesinden itibaren hiç çökmemiştir.
15 yüzyıl boyunca ayakta duran bu yapı sanat tarihi ve mimarlık dünyasının
baş yapıtları arasında yer alır ve büyük kubbesiyle Bizans mimarisinin bir simgesi
olmuştur. Ayasofya diğer katedrallere kıyasla şu özellikleriyle ayırt edilir;
baş yapıtları arasında yer alır ve büyük kubbesiyle Bizans mimarisinin bir simgesi
olmuştur. Ayasofya diğer katedrallere kıyasla şu özellikleriyle ayırt edilir;
Dünya’nın en eski katedralidir
Yapıldığı dönemden itibaren yaklaşık bin yıl boyunca (1520’de
İspanya’daki Sevilla Katedrali’nin inşaatı tamamlanana dek) dünyanın
en büyük katedrali ünvanına sahip olmuştur. Günümüzde yüzölçümü
bakımından dördüncü sırada gelmektedir.
İspanya’daki Sevilla Katedrali’nin inşaatı tamamlanana dek) dünyanın
en büyük katedrali ünvanına sahip olmuştur. Günümüzde yüzölçümü
bakımından dördüncü sırada gelmektedir.
Dünya’nın en hızlı (5 yılda) inşa edilmiş katedralidir.
Dünya’nın en uzun süreyle (15 yüzyıl) ibadet yeri olmuş yapılarından
biridir.
biridir.
Kubbesi "eski katedral" kubbeleri arasında çapı bakımından dördüncü
büyük kubbe sayılmaktadır.
büyük kubbe sayılmaktadır.
Müzede sergilenen eserlerden örnekler;
V. Pisani suluboya tablolar, İbrahim Çallı, Atatürk`e ait Müşir elbisesi, Atatürk`ün
saçından bir tutam…
saçından bir tutam…
Ayasofya Müzesi ; Pazar ve Perşembe dışında 09:00 - 16:00 saatleri arasında ziyarete
açıktır. Giriş ücretsizdir.
açıktır. Giriş ücretsizdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder